NOT: Normalleşme planları kapsamında tüm hijyen kuralları ve genel kurallara uyularak araç kapasitesine göre sınırlı sayıda rezervasyon alınacaktır.
TUR PROGRAMI
Güne her zamanki gibi Fethiye Salı pazarından başlıyoruz. Yolda alacağımız kahvaltı molasından sonra Türkiye'nin Maldivleri'' olarak adlandırılan ve ''Mars'ı merak eden Salda'ya gitsin'' olarak nitelendirilen Türkiye'nin en derin 3. gölüne ulaşıyoruz. 'Saldivler' olarak adlandırılan bu bölge, bembeyaz kumlar, turkuaz rengi su ile sizleri karşılıyor. Bu eşsiz gölde geçireceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz yüzebilir, fotoğraf çekinebilir, çay ve kahve keyfi yapabilir. Araştırmalara göre bir çok hastalığa şifa olan bu gölün suyu ve çamurundan faydalanma şansına sahipsiniz.
Burada geçirmiş olduğumuz güzel vakitten sonra Keloğlan Mağarasına doğru yola çıkıyoruz. 'Keloğlan Mağarası', Acıpayam ilçesine bağlı Dodurgalar kasabasının sınırları içerisinde bir mağaradır. Mağaranın bulunduğu nokta, Denizli-Antalya karayoluna 3 km mesafededir. Mağaranın gezi alanı 145 metredir. Mağara içideki hava, nemli ve sıcaktır. İlmî yayınlarda yaygın olarak belirtildiği üzere; karstik yapıdaki anakaya ve topraklardan, içinde kireç bulunan su damlacıklarının uzun yıllar boyunca oluşturduğu sarkıt ve dikitlerin bulunduğu mağara ortamları astım ve bronşit gibi hastalıkların tedavisinde de kullanılmıştır. Mağaraya girildiğinde büyük bir galeri ile karşılaşılır. Galeri boyunca mağarada binlerce yıl boyunca oluşan sarkıtlardan, makarna tabir edilen ince sarkıtlar ve dantel sarkıtlara kadar çeşitli örnekler mevcuttur. Tavandan damlayan suların oluşturduğu sarkıt ve dikitlerin birleşerek oluşturdukları sütunlar ile traverten oluşumlar, mağaraya ayrıca gizemli bir atmosfer kazandırır. İlaveten, tavandaki geniş çatlaklardan kaynaklanan büyük sarkıtların dikitlerle ve birbirleri ile birleşmesi sonucu, mağaranın içinde doğal duvarlarla ayrılmış odalara benzer bölmeler oluşmuştur.
Bu muazzam mağaramızı da gezdikten sonra Denizli Acıpayam ilçesine bağlı Uçarı Göletine doğru yolculuğumuz devam ediyor. Bu gizli cennette öğle yemeği molamız ve gölü keşif gezimizden sonra Kibyra'ya doğru yol alıyoruz.
Kibyra; Burdur ili’ne 110 km uzaklıktaki Gölhisar ilçesinin batısındaki Akdağ kütlesinin eteklerinde, Gölhisar ovasına hakim tepeler üzerinde bulunan Likya antik kentidir. Burdur'un Gölhisar ilçesinde bulunan ve "Gladyatörler şehri" olarak da bilinen Kibyra Antik Kenti, devasa anıtsal yapıları ile dikkati çekiyor.
Ardıç ve sedir ormanlarıyla kaplı bin 350 metre yüksekliğe kurulmuş, Gölhisar ovasının batı yamacına hakim 2 bin 300 yıllık Kibyra Antik Kenti, 2006 yılında başlatılan arkeolojik kazılarla tarihe ışık tutuyor.
Roma ve Bizans mimari geleneği ile yapılmış 10 bin kişilik stadyumu, orkestra bölümü dünyada bir benzerinin daha olmadığı Medusa mozaiği ile kaplı odeionu (müzik evi), Geç Roma hamamı, agoraları, ana caddesi, 9 bin kişilik devasa tiyatrosu, yer altı oda mezarları ile 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine giren Kibyra'nın kalıcı listede yerini alması hedefleniyor.
Kent önceden tasarlanarak altyapı, kanalizasyon sistemi, ana yolları, caddeleri, resmi kamu yapıları, bin 600 metre yükseklikteki yaylalardan tatlı suyun kapalı sistemle getirildiği, suyun kent içine pişmiş topraktan su borularıyla dağıtıldığı antik bir kenttir.
Kibyra, 10 bin kişilik stadyuma sahip, Anadolu'daki bu büyüklükte ve bu sağlamlıkta nadir antik stadyumlardan birisi. Üç teras halinde büyük bir çarşı pazarı (agorası) var. 9 bin kapasiteli bir tiyatrosu ve bir de odeion olarak bilinen 4 işlevli müzik-konser salonu, kışlık tiyatro, yargı ve kent meclis binası şeklinde kullanılan kentin en süslü kamu yapısına sahip"
Kibyra bir sanayi kenti, tarımıyla, hayvancılığıyla, özellikle demir işlemesiyle ve at yetiştiriciliği ile ünlü bir kent. Bu bakımdan güçlü bir ekonomisinin olduğunu anlıyoruz. Geniş bir coğrafyaya yayılmış bir ana kente bağlı yüzlerce köy, kasaba, çiftlik yerleşmesi düşünün. Bu verimli ovanın etrafında geniş bir kırsal alana hükmediyor. Kozmopolit bir kent olarak biliniyor.
Erken dönemde 'Kabalya' (Kaballar) diye Lidyalılarla kültürel anlamda akraba bir halkı var. Bu kentte 4 farklı dil konuşuluyor. Bunlardan biri o dönemin uluslararası dili diyebileceğimiz Eski Yunanca, asıl yerli halkın konuştuğu dil ise Lidce, Solimce ve Psidce. Bunlardan Lidce önemli çünkü Lidya krallığının yıkılmasından yaklaşık 500 yıl sonra bile Kibyra'da Lidce konuşuluyor. Kibyra'yı farklı kültürlerin ve soyların bir arada uyum içinde yaşadığı gelişmiş bir sanayi ve ticaret kenti olarak algılamamız gerekiyor".
M.S 1. yüzyılın ilk evrelerine dayanan, mitolojide "Gözlerine bakan kötü niyetli kişileri taşa çevirdiğine" inanılan "yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar" olarak bilinen Medusa'yı tasvir eden "Opus Sectile" tekniği ile renkli mermerlerden inşa edilen mozaiğin dünyada benzeri bulunmuyor.
Bu muazzam tarihi kenti rehberimizin güzel anlatımları ile dinledikten sonra aldığımız bilgileri anılarımızda saklayarak işte heyecan burada başlıyor. Not: Gölhisar'ın muazzam bir göl kenarında Dirmil sanatçıları bizi bekliyor. Günün yorgunluğunu suların sesi, doğanın huzuru, sanatçıların enerjisi ile güzel bir akşam yemeği ve canlı müzik eşliğinde eğlence sizler için özel organize edildi.
Akşam 22.00 den sonra Fethiye'ye doğru dönüş yolculuğumuz başlayacaktır. Muhteşem geçen dolu dolu geçen günün sonunda siz değerli misafirlerimizi aldığımız adreslere bırakarak bir başka Emine Turizm programında görüşmek üzere vedaaşıyoruz.
TUR FİYATLARI
ÜCRETE DAHİL OLAN HİZMETLERİMİZ
*Otobüs İle ulaşım
*Otobüs içi ikramlar
*Zorunlu seyahat sağlık sigortası
*Acente refakatçısı
*TÜRSAB KOKARTLI REHBERLİK HİZMETİ
ÜCRETE DAHİL OLMAYAN HİZMETLERİMİZ
*Kahvaltı
*Öğle yemekleri
*Akşam yemekleri
*Yemeklerde alınacak içecekler
*Müze giriş ücreti
Başvuru Formu
Önemli Bilgiler!
* Grup Talep formunu doldururken iletişim bilgilerinizin, doğru ve güncel olduğuna dikkat edin.
* Kişi sayısını ve tur zamanını kesin bir bilgi ile iletiniz.